Siyasi, sosyal ve ekonomik olarak dejenere olduğumuz, doğal afetlerin canımızı acıttığı, kanunsuz kuralsız yapılaşmaların bizleri tehdit ettiği, pandemiyle’ de birlikte tüm dengelerimizin değiştiği ve yüzleştiğimiz son yıllarda’ ki ruhsal yorgunluğumuzun üstüne yaklaşan yerel seçimlerdeki gerginlik ve tutarsız siyasi ortamlar bizleri derinden yaralar oldu.
Ekonomik olarak baktığımızda ticaretle iştigal olan tüccarlarımız mevcut durumdan mutsuz ve öngörüde bulunamayan bir halde kala kalmış, yarın nelerle karşılaşacağını bilemeyen ve bir çoğu umudunu yitirmiş vaziyet’te tekelleşmenin karşısında dayanacak güçleri kalmamıştır.
İktisadi olarak tüm dünyanın yaşadığı krizin doğal olarak bizlerde içindeyiz. Fakat önemli olan şudur ki krizler bir şekilde yönetiliyor atlatılıyor ama sosyal ve kültürel çürüme, etik kavramının unutulması, yardımlaşma ve dayanışma gibi geleneklerimizin kaybolması , aile kavramının, kültürünün yok olması bu yaşanılan krizden daha çok zarar vermekte ve hiçbir güç buna dur diyememektedir.
Siyasetin ticarete, ticaretin kamuya alet edilmesi ve üstüne din kisvesinin geçirilmesi sosyal bir anksiyete’ye sebep olmuştur.
Baskı ve dayatma yine gün yüzüne çıkmış ve önümüzde’ ki yerel seçimlerde’ de vatandaşlarımızın tercih yapmakta özgür ve hür iradelerini sandığa yansıtmakta zorlanacakları görülmektedir.
Her birimizin ortak paydası halay başı olduğumuz düğünlerimizde , göz yaşı döktüğümüz acımızı paylaştığımız cenazelerimizde ve dostluğun hakkını vermeye çalıştığımız, yeri geldiğinde ekmeğimizi paylaştığımız güzel memleketimiz YERKÖYÜMÜZDE bizlerinde tek isteği gönlü güzel kendi güzel samimiyetinden şüphe duyulmayan şehr-ül eminler le birlikte olmaktır.
Koltuk kapmaca oynanacak ne bir şehrimiz var nede açacak gönlümüz var. Bu topraklar Türkiye siyasetine bir çok insan yetiştirmişken elbette ki kendi belediyesine başkanlığını teslim edeceği bir gönül insanı vardır diye düşünüyorum.
Tarihi ipek yoluna geçit vermiş Anadolunun tam ortasındaki güzel Yerköy’ümüz ticari ve siyasi kabiliyet taşıyan genetiği bozulmamış yiğit insanlarıyla bölgede her zaman kinden daha fazla ön plana çıkması gerekmektedir. Bunun için şehrimizin kanaat önderleri, ticaret ve sanayi odaları siyasi parti teşkilatları ikilikten öte insan odaklı şehir odaklı ve memleket sevgisi baz alınarak plan yapmalı, sosyal çürümeye dur demeli ve ivedi bir şekilde bu şehre istikamet çizmeli geleneklerimizin ve kültürüm canlı tutulması için taşın altına elini koymalıdırlar.
Bizler elbette güzel memleketimiz için imkanlarımız dahilinde geçmişte olduğu gibi yine her başarılı öğrencimize hediyeler vermeye, okullarımıza kitap bağışlarında bulunmaya, sporu desteklemeye, iftar programları düzenlemeye, bir ve beraber olabilmek için tüm sosyal ve kültürel faaliyetlerde elimizi taşın altına her daim koyacağız, koyacağız çünkü bizlerin sevgi diline ve Anadolu samimiyetine özlemi vardır.
ÇAĞAN BÜYÜKBAŞ
Orhan Ekinci