Yozgat Cumhuriyet Meydanı, sahipsiz hayvanlara yönelik hazırlanan yeni yasa tasarısını protesto eden hayvanseverlerin sesine sahne oldu. Hayvan hakları savunucuları, TBMM’ye sunulan ve sahipsiz hayvanların toplanarak öldürülmesini öngören yasa teklifine karşı bir araya geldi.
Cumhuriyet Meydanından bir araya gelen hayvan severlerden Fatmanur Güneş, yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı ve milletvekillerine seslendi. Güneş, şu ifadeleri kullandı, “Dünyaya örnek olarak 2004 yılında ana hükmü belediyelerin bakımevi kurup kısırlaştırma yapması olarak çıkartılan Hayvanları Koruma Kanunu’na rağmen, hala daha 1389 belediyenin 1200e yakınında bakımevi de yok, kısırlaştırma da yok.
Kısırlaştırılma yapmayan belediyelerin görev ihmali il hayvanlar aç sefil yaşam savaşı verirken, çoğalan hayvanlardan dolayı vatandaş da muzdarip ve şikayetçi olduğunda, belediyeler bu hayvanları toplarken birazını öldürüp, kalanları da birbirlerine, başka ilçelere, beldelere, çöplüklere, ormanlara ve otobanlara atıyor.
Bizler 20 yıl boyunca hayvan severler, gönüllüler ve STK lar olarak, belediyelerin bakımevi kurup kısırlaştırma yapması için, yetkili kurumlarca belediyelere denetim, idare ve cezai yaptırım gelsin diye mücadele ettik etmeye de devam ediyoruz.
Fakat, yasayı uygulayan ve görev ihmalinde bulunmaya devam eden belediyelere, yetkili kurumlarca ne denetim yapıldı ve ne de idari cezai bir yaptırım getirildi.
ve şimdi, bir kısım bürokratlar ve bazı siyasiler belediyelerin görev ihmallerini bedelini, kendi iradeleri dışında bu dünyaya gelen havyaları öldürerek bu masumlara ödetmek istiyorlar.
Oysa, bürokratların da bilmedi bir gerçek, sokak hayvanlarının ana kaynağı, Türkiye’de bulunan 20 bine yakın köyde yaşayan tarım ve hayvancılık uğraşan 10 milyonlarca vatandaşın, canını, malını, davarını koruyan 100 binlerce sahipli Bekçi ve Çoban köpeklerinin, sahiplerince beldelere ilçelere atılan ve sonra da sokak köpeği denilen yavrularıdır. Bu sahiplerince atılan bekçi, çoban köpeği yavrularının, büyüyüp artıp sahipsiz sokak köpeği olmadan ve çarp üremeye girmeden kısırlaştırılması sağlanmaz ise üreme devam edecektir.
Tarım ve hayvancılık yapanların ve evini malını canını korumak için kapısında bekçi köpeği olan köylünün köpeklerini elinden almak veya kısırlaştırmak mümkün olamasa da, bunların şehirlere kırsala atılan yavruları kısırlaştırılırsa ürüme kontrol altına alınır.
Bu gün bir kısım bürokrat ve siyasilerin “Saldırgan olanlar toplanacak uyutulacak öldürülecek” diyerek ölümlerden ölüm biçmeye çalıştıkları bir insanlık ayıbı olan öldürülmeleri yasaya konmaya çalışılan sokak köpeklerinin yüzde 99’u bu korumacı bekçi çoban köpeklerinin sahiplerine atılan yavrularıdır.
TBMM de, sorunu ve çözümü gerçek anlamda görebilen aklıselim siyasiler olduğuna, TBMM den tuzaklar içeren bir katliam kanunu çıkmasına geçit vermeyeceklerine inanıyor ve Sayın Milletvekillerine ve Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyoruz.
STKlar ve kamuoyundan gizli hazırlanan, katliam ve üreme döngüsünü devam ettirecek bu kan kokan yasa teklifi geri çekilmelidir.”
Hayvansever Hülya Demirci de konuşmasında, şu ifadeleri kullandı, “Kapalı kapılar ardında kelime oyunları ile kılıflar uydurularak hazırlanan tasarı ile sokaklardaki, bütün kedi ve köpeklerin toplanarak bir süre sahiplendirme kılıfı ile bekletilip sonra öldürülmelerini içeren yasa tasarısını lanetliyoruz. Bu kanlı tasarıyı hazırlayanlara soruyoruz. 20 senedir belediyeler kısırlaştırma yapmaz hayvanlar çoğalırken aklınız neredeydi? Siz alemi kör milleti aptal mı sanıyorsunuz. Ötenazi diye hayvanları öldürmeye başka başka isimler bularak milleti kandıracağınızı mı sanıyorsunuz? ÖLDÜRME sözünü kullanmaya korktuğunuz için mi ötenazi kelimesinin arkasına sığınıyorsunuz? Niçin doğrudan öldüreceğiz diyemiyorsunuz? Eğer kamu güvenliği ve toplum sağlığını çok düşünüyorsanız katilleri, canileri uyuşturucu mafyalarını hedefe koysanıza! Gücünüz bu gariban hayvanlara mı yetiyor. Sokağa çıktığınızda bir köşede size masumca bakan kedinin gözlerine siz de bakabilecek misiniz? Kendi iradesi dışında bu vahşi dünyanıza gelmiş olan kara burunlu bir köpeğin gözlerine bakabilecek misiniz? Hani hayvanları mal kapsamından can kapsamına almıştınız? Can kapsamına aldığınız bu canların canını nasıl alacaksınız? Siz Rümeysa Kadak, Siz Özlem Zengin, ana yüreklerinizle milyonlarda hayvanın katline seyirci kalacak mısınız? Siz Bahadır Yenişehirli oğlu, Öldürmenin kırk çeşit senaryosu yazılan bu tasarı sizin raporunuza göre mi tasarlandı? Bütün tasarı kedi ve köpeklerin nasıl öldürüleceği konusunda uluslar arası sözleşmeler, kanunlar ve gerçekler çarpıtılmıştır. Ey tasarıyı hazırlayanlar, hayvanların öldürülmesi üzerine verdiğiniz bu emeği yıllardır, kanunun uygulatılmasına vermiş olsaydınız, bugün sahipsiz hayvan üremesi kontrol altına alınmış olacaktı. Siz bakanlık bürokratları, gönüllü varlığından bu kadar mı korktunuz ki yerel hayvan koruma görevliliğini kaldırdınız? Şimdi 100 sene önce hayvanları Hayırsız Adaya yollayanları lanetliyoruz. 100 sene sonra da bu gün bu kanunu çıkarmaya çalışanlar lanetlenecek. Tarih sizi yargılayacak. Andımız olsun ki size bu hayvanları öldürtmeyeceğiz.” ifadelerine yer verdi.
Protestoya katılan bir vatandaş ise yere kefenini sererek, “Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan size sesleniyorum. Ameliyatlı olarak geldim. Sizin vicdanınıza sesleniyorum. Kefeni boynuma takarak geldim. Size sığınıyorum. Sizin vicdanınıza sığınıyorum. 2004 yılında güzel bir kanun çıkardınız. Kefenimle beraber diz çöküyorum. İlk önce Allah’ın karşısında diz çöküyor, sonra sizin karşınızda diz çöküyorum. Allah rızası için bu kanun’a siz hayır deyin. Çocuğunuzun, torununuzun, hanımınızın, ananızın, babanızın, başı gözü hürmetine, Cuma günleri kıldığınız mübarek namazlarının yüzü gözü hürmetine. Sizin ve bizi, canlıları yaratan Allah’a sığınarak ben size sığınıyorum. Ne olur! bu kanuna hayır deyin. Hayır deyin. Ben öleceğim. Sizin de sıranız gelecek ama gittikten sonra Sayın Başkan, adınız anılsın, isminiz anılsın. Bu canlar size dua etsin. Televizyonlardan yanıt verin. Öğretin çocuklarımıza. Onlar bize Allah’tan gönderilen yardım için kapılarımızı çalıyor. Onları nasıl öldürürüz? Yalvarıyorum, dizlerinize kapanıyorum, ayaklarınızın altına öpüyorum. Allah rızası için hayır deyin. Canlara katle etmeyin. Onlar katle olursa sizin de bizim de bütün Türk halkının da sonu çok kötü olur. nolur ayağınızın altına öpeyim vebalini almayın Allah rızası için.” diyerek tasarının geri çekilmesi çağrısında bulundu.
/Haber Merkezi