Akçakoyunlu köyünden gelme Karaşar Mahallesi’nde oturan Almanya’dan emekli Hacı Hasan lemli nin oğlu yuSuf lemli vefat etmiştir Cenazesi bugün ikindi namazına müteakip Molla Hüseyin Camii’nden kaldırılıp akçakoyunlu köyüne defnedilecektir
Beyvelioğlu köyünden
Muhtar Erdal BOLAT ın Abisi
Köy hizmetlerinden emekli
Sadettin BOLAT vefat etti.
Cenazesi bugün öğle namazını mütakiben Yozgat Çapanoğlu Büyük camiinden kaldırılıp Beyvelioglu köyünde defnedilecektir
Mevlâ rahmet eyleye.
Alahacılı köyünden gelme çivinin Ahmet’in oğlu Mustafa Doğan’ın eşi Nurten Doğan vefat etmiştir Cenazesi öğle namazına müteakiben Molla hüsrev Camii’nden kaldırıp Kale mezarlığına defnedilecektir.
VEFAT EDENLER İÇİN DUA
Okunuşu: “Allâhümme’ğfir lehû verhamhu ve ‘âfihî va’fü ‘anhü ve ekrim nüzülehû ve vessi’ medhalehû vağsil-hu bi’l-mâi ve’ş-selci ve’l-beredi ve nakkihî mine’l-hatâyâ kemâ yunakka’s-sevbü’l-ebyedu mine’d-denes, Ve ebdilhü dâran hayran min dârihî ve ehlen hayran min ehlihî ve zevcen hayran min zevcihî. Ve edhılhü’l-cennete ve e’ızhü min ‘azâbi’l-kabri ev min ‘azâbi’n-nâr.
Allâhümme’ğfir li-hayyinâ ve meyyitinâ ve sağîrinâ ve kebîrinâ ve zekerinâ ve ünsânâ ve şâhidinâ ve ğâibinâ. Allâhümme men ahyeytehû minnâ fe ahyihî ale’l-îmân ve men teveffeytehû minnâ fe teveffehû ‘ale’l-İslâmi. Allâhümme lâ tahrimnâ ecrehû ve lâ tüdillenâ ba’dehû.”
Anlamı: “Allah’ım! Şu ölen kuluna mağfiret et ve ona rahmet eyle. Afiyet ver, affeyle, vardığı yerde ikramda bulun, girdiği yeri genişlet. Onun (günahlarını) kar ve buzla yıka, hatalardan arındır, tıpkı beyaz elbisenin kirden arındığı gibi. Onu dünyadaki evinden daha iyi bir eve, ailesinden daha hayırlı bir aileye, eşinden daha hayırlı bir eşe ulaştır. Onu kabir âzabından, ateş azabından sakındır. (Müslim, Cenaiz, 86)
Allah’ım! Dirimizi, ölümüzü, burada bulunanları ve bulunmayanları, erkeğimizi, kadınımızı, küçüğümüzü ve büyüğümüzü bağışla. Allah’ım! Bizden yaşattığını İslâm dini üzere yaşat, öldürdüğünü de imanlı olarak öldür. Allah’ım! Onun ecrini bize haram kılma, ondan sonra da bizi saptırma.” (Ebû Davut, Cenaiz, 60)