Srebrenitsa’da gerçekleşen ve modern Avrupa’nın en büyük soykırımı olarak nitelendirilen vahşetten tam 30 yıl sonra, katliamın tanıkları, yaşananların hala tazeliklerini koruduğunu dile getiriyor. 11 Temmuz 1995’te, Avrupa’nın göbeğinde insanlık adına karanlık bir iz bırakıldı. Srebrenitsa’da en az 8,372 Boşnak erkek ve çocuk sistematik bir şekilde katledildi. Aradan geçen 30 yıla rağmen acı hala hissediliyor ve kayıplar hala toprağa veriliyor. Soykırımın yıl dönümünde, kimlikleri belirlenen 7 kurban daha Potoçari’de toprağa verildi. Dualarla uğurlanan cenazelerin ardında göz yaşları sel oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video mesajıyla katıldığı programda TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da yer aldı. Dünyanın dört bir yanından birçok bürokrat ve binlerce vatandaş ise törene iştirak etti.
“Dün gibi hatırlıyorum” Soykırımın acısını birebir yaşayan Hasiye Mehmetovic, yaşadığı travmayı şu sözlerle anlattı: “Zor, çok zor. Konuşmak bile istemiyorum. İki çocuğumla tek başıma kaldım. Her şey dünkü gibi duruyor. Anlatılmaz bir acı, başa çıkılması imkansız. Ama yaşamak zorundasınız. Her şeyimi kaybettim; annemi, babamı, erkek kardeşimi, amcamı, dayımı ve daha nicelerini” dedi.
“Neden böyle oldu?” Dedesinin mezarı başında gözyaşı döken 13 yaşındaki Sina Muratovi ise şu soruları yöneltti: “Neden onlar öldürülmek zorundaydı bilmiyorum. Neden bu acıları yaşamak zorunda kaldık? Gerçekten anlamıyorum. Kötü hissediyorum kendimi. Üzgünüm.”
“Babamı sadece hikayelerden tanıyorum” Mezarlıkta dua eden Tima Muratovi, duygularını şu sözlerle ifade etti: “Savaş başladığında henüz 2 yaşındaydım. Çok fazla hatırlamıyorum. Babamı sadece anlatılan hikayelerden biliyorum. Tam 30 yıl geçti ama sanki dün yaşanmış gibi geliyor, çok acı verici. Amcalarım, dayılarım, babamı kaybettim. Ailemden birçok kişi hayatını kaybetti. Ben küçük bir çocuktum, sadece anlatılanları biliyorum” şeklinde konuştu.
“Yapamıyorum, çok zor geliyor” Bir bacağını kaybetmiş olan Malic Derviş ise duygularını şu cümlelerle paylaştı: “Ne söyleyeceğimi bilmiyorum, bunlar benim kardeşlerim ve kuzenlerim. Bazen mezarlığa geliyorum ancak artık gelebilir miyim bilmiyorum. Yapamıyorum, çok zor geliyor.”
“Bizi topladılar, erkekleri ayırdılar, çocuklarla bıraktılar” Soykırımda yaşadıklarını anlatan Mevlida Osmanovic ise dehşeti şu sözlerle ifade etti: “Bizi topladılar, erkekleri ayırdılar, çocuklarla birlikte bizi bıraktılar. Erkekleri öldürdüler ve gömdüler. Oğlumun çocukları geriye kimse kalmadı; biri 6 yaşındaydı, biri 5. Babam, dedelerim, damadım, 20’ye yakın akrabam burada kayboldu. Hepsi burada öldürüldü. Ben şimdi Amerika’da yaşıyorum. Çocuklarımı alıp Amerika’ya gittim. Bu acıyı içimde taşıyorum. Kimse kalmadı etrafımda.”