Corona virüsü önlemleri kapsamında uzun bir süredir kapalı olan kafe ve restoranlar bulundukları ilin risk durumuna göre değişse de belirli saatlerde tekrar hizmet vermeye başladı.
Esnafın kepenklerini açtığı, halkın sokağa çıktığı 2020 yılının Haziran ayında normalleşme zam yağmuruyla başlayınca, enflasyon aylık yüzde 1.13 ile beklentilerin üzerinde gelmiş, yıllık enflasyon da yüzde 12.62 olmuştu. Hizmet sektörü enflasyondaki yükselişte belirleyici olurken, lokanta ve oteller aylık yüzde 2.8, eğlence ve kültür ise yüzde 2.45 zamlanarak enflasyona en çok katkı yapan harcama grupları olmuştu.
[kanews-currencies usd=”true” euro=”true” gbp=”true” eur-usd=”true” ise-100=”true” gau=”true” btc=”true” eth=”true” bch=”true” xrp=”true” ltc=”true”]
[kanews-related-post tag=”div” ids=”211″ title=”İlişkili Yazı”]
PROF. ASLANOĞLU: ARTIŞ İHTİMALİNİ YÜKSEK GÖRÜYORUM
Piri Reis Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü’nden Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, yeme-içme sektörü ağırlıklı yaptığı değerlendirmede artış olma ihtimalini yüksek gördüğünü belirtti.
Bunun yanında pandemi önlemlerinin getirdiği ilave maliyetler ile mesafeli oturmaların, ortalama sabit maliyetlere baskı yapmaya devam edeceğini belirten Prof. Aslanoğlu, “İlk etapta değil ama yaz aylarında talepte ortaya çıkması muhtemel yükselişler de hizmet sektörlerinin fiyat artışı yapma yönündeki cesaretini arttırma ihtimali bulunuyor.” açıklamasında bulundu.
Hem maliyet hem talep yönlü artış ihtimali olduğunu belirten Prof. Aslanoğlu, “İşlenmemiş gıda fiyatlarında yıllık enflasyon yüzde 25-30 arası seyrediyor. Gıda emtiaları küresel boyutta artış eğilimini sürdürüyor. Maliyet artışı fiyatlara yansıyacaktır.” dedi.
Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu
PROF. BAŞLEVENT: BAZ ETKİSİ, MEVSİMSEL ETKİLER VE DÖVİZ KURU BELİRLEYİCİ OLACAK
Bilgi Üniversitesi Ekonomi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent ise enflasyonda normalleşmeden ziyade, bahar aylarında olumlu tarafa geçmesi beklenen baz etkisinin, mevsimsel etkilerin ve döviz kurundaki gidişatın belirleyici olacağını düşündüğünü belirtti.
Normalleşmeyle birlikte insanların daha çok alışveriş yapmaya ve seyahat etmeye, dışarıda yemek yemeğe başlayacağını ifade eden Prof. Başlevent, “Bu ek talep elbette fiyat baskısı yaratabilir. Diğer taraftan ölçek ekonomisi denilen faktör fiyatların gevşemesini de sağlayabilir. Örneğin, normalleşme sonrası cirosunu üçe katlayan bir lokanta, sabit maliyetlerini daha çok sayıda müşteriye paylaştırabileceği için, fiyatlarını artırmadan da yola devam edebilir.” dedi.
LAFÇI: O ETKİYİ BU DEFA GÖRMEYECEĞİZ
Ekonomist Emrah Lafçı da konu hakkında sozcu.com.tr’ye açıklamalarda bulundu.
Geçen yıl haziranda yaşanan yükselişte hem ertelenen talebin hem de yükselen kurun etkisi olduğunu belirten Lafçı, “O etkiyi bu defa görmeyeceğiz gibi görünüyor. Kurdaki sert artış bu sene yok. Bunu dikkate almak lazım. Bence hizmet fiyatlarında geçen dönem yaşanan yükseliş yedirilmiş durumda. Tekrar o seviyede bir artış fiyatları çok yukarı taşıyacaktır. Zaten talepte de bir düşüş söz konusu.” dedi.
HIZLI BİR ISINMA OLMAYACAK
Geçen yıl yaşanan artışları karşılayan bir talep olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Emrah Lafçı, “Talep olmasının en önemli nedenlerinden biri de kredi genişlemesiydi. Özellikle hanehalkı çok rahat kredi kullanabildi. Ama şu an için faizler çok yüksek. Benzer bir kredi artışı gerçekleşmeyecek. Dolayısı ile ekonomide hızlı bir ısınma olmayacak.” dedi.
Lafçı sözlerini şöyle noktaladı:
Her ne kadar açılma ile birlikte yüksek talep artışı gözükse de bu durumun fiyatlara geçen sene olduğu kadar yansımayacağını düşünüyorum. Şunu da dikkate almak lazım; baz etkisinden dolayı da mayıs ve haziran aylarında enflasyon zaten düşüş patikasına girecek. Geçen yılın mayıs ve haziran enflasyonları oldukça yüksek.